DİN NEDİR ? İman ve amel mevzuu
olarak insanlara Cenab-ı Hak tarafından teklif olunan Hak ve hakikat
kanunlarının hey'et-i mecmuasıdır.
Din, kâinatın, dünyanın hayatın ve insanın yaratılış
gayeleri ve var oluş şekillerini açıklıyarak, onları mânasızlıktan ve
abesiyetten kurtarır.
İnsanların cemiyet hayatında barış içinde ve kardeşçe yaşamalarını
sağlar, hakiki saadete ulaştırır. Dinin zayıfladığı cemiyetlerde
ırkçılık ve ihtilâlci ideolojiler yayılır. Milletin birlik ve dirliği
bozulur.
Cenab-ı Hakk'ın Dergâh-ı Uluhiyyetine kulluk edasına vesile ve medar
olan ibadet, İslâm, Şeriat'tir.
O halde, Din, dünya ve ahiret hayatında huzur ve mutluluk veren, bir
düzendir. Bu düzen, Allah(cc)'ın koyduğu emir ve yasaklar ile ölçülenir,
Rasulunun uygulamaları ve tavsiyeleriyle desteklenir, bunu kavrayanlar
ve öğrenenler ile yayılır, öğretilir, ders alınır, yetiştirilir.
Günümüze kadar ne kadar çok din olursa olsun HAK DİNLER'in temel
inancı kesinlikle değişmemiştir. Fakat insanlar, kendi fikir düşünce ve
kendi anlayışlarını dine yansıtarak hüküm çıkarmaya kalktıklarından
dolayı değiştirilmeler olmuşsada, hakiki DİN hiçbirzaman değişikliğe
uğramamıştır.
Müslümanlarca bilindiği gibi günümüzdeki tevrat ve incillerin
asıllarının olmadığı inancı vardır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'e inanarak
onu okuyarak ve onu rehber edinerek hayatını sürdürenler Ayeti
Kerimelerin Meallerindeki uyarıları görmemeleri imkansızdır. Eğer Allah(cc)
bir konuda üstüne basa basa uyarı veriyorsa, hakiki kullar taviz
vermeden hikmetini bilmesede inanırlar. Sonuçta emir EN BÜYÜK YERDENdir..
En doğru söz Allah(cc)'ındır. Okuyalım:
Yahûdîler, Uzeyr Allah'ın oğludur,
dediler. Hiristiyanlar da, Mesîh (Îsâ)
Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri
sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine
benzetiyorlar. Allah onları kahretsin!
Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar! (Tevbe
suresi,30.ayet)
(Yahûdîler) Allah'ı bırakıp
bilginlerini (hahamlarını); (hiristiyanlar)
da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (Îsâ'yı) Rabler edindiler.
Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan
başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
(Tevbe suresi, 31.ayet)
Allah'ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar.
Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla
vazgeçmez. (Tevbe suresi, 32.ayet)
Ey îmân edenler!
(Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu
insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah
yolundan engellerler. Ve o kimseler ki, altın ve gümüşü
biriktirirler ve onları Allah yolunda sarfetmezler, işte onlara elem
verici bir azâbı müjdele! (Tevbe suresi, 34.ayet)
Dinde
Zorlama Yoktur.
Kur'an-ı Kerim'de buyuruluyor ki:
Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden
ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan
sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir. (Bakara
suresi, 256.ayet)
Bu ayetin LÂ İKRÂHE FİD-DÎNİ (Dinde zorlama yoktur) ayetin tefsirinde
şöyle yazar:
Bir islam memleketinde yaşayan
müşrik, îmân etmek veya cizye vermek hususunda seçim hakkında sâhibtir.
Böyle bir kimseye İslâm'ı kabul etmek için zorlama yapılamaz. Ancak
mü'min olan kimseler dinden çıktıkları taktirde, ahidlerini
bozduklarından dolayı tevbe etmezlerse cezâlandırılırlar
(Elmalılı,c.2,863)
İSLAM NEDİR ?
Hz. Muhammed'in (sav), Allah'ın emriyle insanlara bildirdiği dindir.
Bu din Allah'ın kabul ettiği ve emrettiği en son dindir.
Allah nezdinde hak din İslâm'dır.
Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki
kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler
bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur. (Âl-i İmrân
suresi, 19.ayet)
Kim, İslâm'dan başka bir din
ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve
o, âhirette ziyan edenlerden olacaktır. (Âl-i İmrân suresi,
85.ayet)
(İslâm'ı) Bütün dinlerden üstün
kılmak üzere, Peygamberini hidâyet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit
olarak Allah yeter. (Fetih suresi, 128.ayet)
İslâmlıkta, Allah'a itaat etmek, Peygambere tâbi' olmak ve din namına
ne bildirilmişse, kalb ve dil ile tasdik, ve ayrıca onunla amel etmek
şarttır. |