Mevlana'dan Namaz Beyitleri
Mevlana Celaleddin Rumi
"Ey Hak tâlibi can! Önce ambara giren fâreden kurtulma çaresini
ara, ondan sonra buğday toplamaya çalış. Büyüklerin büyüğü olan, gönüllere
gönül kesilen sevgili peygamberimizin; "Namaz ancak kalp huzuru ile tamam
olur." hadisini hatırla da nefisten ve şeytandan kurtulmak için kalp huzuru
ile namaza başla.
Eğer ambarımızda, hırsız bir fâre bulunmasaydı, kırk yıllık ibâdet
buğdayı nereye giderdi? Her gün azar azar da olsa, candan ve sevgi ile
sâdıkâne yapılan ibâdetlerden, iyiliklerden hâsıl olan iç rahatlığı ve huzur
neden gönlümüzde hissedilmiyor?
Çakmak demirinden bir çok kıvılcım sıçradı. İlâhî aşkla yanan gönül
onları çekti aldı. Fakat karanlıkta gizli bir hırsız var. Kıvılcımları
söndürmek için üstlerine parmak basıyor. Dünyada mânevî bir çerağ uyanmasın
diye, o karanlıktaki hırsız, kıvılcımları söndürüyor.
Allah'ım, senin inâyetin, merhametin bizimle beraber oldukça,
şeytandan, o alçak hırsız (nefs-i emmâre)den ne korkumuz olur? Sen, bizimle
berâber olup, bizi korudukça, ayak altında yüz binlerce tuzak olsa da önemi
yoktur." (Mesnevî, beyt: 380-387)
"O kerem sahibi, namazda gizlenmiştir; gönül namazı kılan, kendini
tamamıyla Allâh'a veren kuluna lütuf ve ikramda bulunur! O'nun affı ve
mağfireti günaha şeref elbisesi giydirir de, böylece o günahı affedilmeye,
ihsana, kurtuluşa vesile eyler, sebep kılar!" (Mesnevî, beyt: 4345)
"Bu namaz da, oruç da, hac da, Allâh yolunda savaş da hep insanın
ezeldeki sözleşme inancının şahitleridir." (Mesnevî, beyt: 183)
"Ben namazda Rabbim'e yönelirim; O'nun iltifatına alışmışımdır.
'Namaz gözümün nûrudur.' sırrı zuhur eder; gözlerim nûrlanır, içim açılır.
Namazda, içimde duyduğum rahatlıktan, mânevî zevkten ötürü rûhumun penceresi
açılır da, oradan vasıtasız olarak Allâh'tan haberler gelir, ilham gelir.
Allâh'ın ilhamı, feyz yağmuru, rahmeti, nûru, ezeldeki kaynağımdan ve
hakîkatimden gelir, penceremden evime girer.
Penceresi olmayan bir ev, cehennem gibidir. Ey Allâh'ın kulu! Dinin
aslı, temeli mânevî pencere açmak ve oradan tevhîd ve hidayet nûru alarak
gönlü, gözü aydınlatmaktır. Yol açmak için ormana az kazma vur! Sen gel,
himmet kazmasını nefis duvarına vur da gönle mânevî bir pencere aç!"
(Mesnevî, beyt: 2401-2405)
Hürriyet Allah'a kulluktur. Hür insan, Allah'a kul olandır. Nefsin
ve şeytanın arzuları istikametinde hareket, yaradılış gayesine ters
düşmektir. Nefsin perdelerini aralayıp veya ortadan kaldırıp Hakk'a
vuslattır kulluk, O'nun huzurunda olmaktır. O'nsuz olan anlar köleliktir.
Mevlana, "Mihrabı dost cemali olan kimse için, yüz çeşit namaz, yüz
çeşit rüku ve secde vardır" der. Bu konuda Cenab-ı Hak: "Ne yana dönerseniz
Allah oradadır" buyurmuştur. Resulullah da (sav): "Namaz mü'minin
miracıdır." buyurmuştur.
Kulluk sadece cesetle değil, gönülle ibadet etmektir. Ezan sesleri
kalbimin mescidine öyle muhrik gelir ki, onun tesiri ile gönül mabedimin
kapısı aşk ateşiyle yanıyor.
Mevlana -kuddise sirruh- insanı Allâh'a vâsıl eden gerçek namaz
hâlini ve bu duyguları namazın dışında da muhâfaza edebilmeyi şöyle anlatır:
"Bize doğru yolu gösteren, bizi kötülüklerden alıkoyan namaz, beş
vakitte kılınır. Halbuki âşıklar, daima namazdadırlar! O gönüllerindeki aşk,
başlarındaki ilahî sevgi ne beş vakitle yatışır, ne de beş yüz bin vakitle
geçer gider!
"Beni az ziyaret et!" sözü, âşıklara göre değildir; gerçek
âşıkların canları pek susuzdur! "Beni az ziyaret et!" sözü balıklara uyar
mı? Onların canları, deniz olmadıkça yaşayabilir mi? Bu denizin suyu pek
korkunçtur; ama, balıkların mahmurluğuna göre bir yudumcuktur! Bir an için
ayrı düşmek, âşıka bir sene gibi gelir."
Mevlana -rahmetullâhi aleyh- Allâh'ın huzûruna boş çıkmamak
gerektiğini, geceleri yarın için hazırlık yaparak geçirmek gerektiğini ne
güzel ifâde eder:
"Dostların yanına eli boş gelmek, değirmene buğdaysız gitmeye
benzer. Cenab-ı Hakk, mahşer gününde, halka; "Kıyamet günü için ne armağan
getirdiniz?" diye soracak. Sizi ilk yarattığımızda olduğu gibi, eli boş,
azıksız olarak, tek başınıza muhtaç bir halde geldiniz." diye buyuracak.
"Haydi söyleyin kıyamet günü için, armağan olarak ne getirdiniz?" Yoksa,
sizde dünyadan ahirete dönmek ve Allah'ın huzuruna çıkmak ümidi yok mu idi?
Kur'an'ın kıyamet hakkındaki haberi, size boş mu görünmüştü?
Kıyamet gününü inkar etmiyorsan, o dostun kapısına böyle eli boş
olarak nasıl ayak atıyorsun? Azıcık olsun, uykuyu, yemeyi içmeyi bırak da
Hakk'la buluşacağın zaman için bir armağan hazırla... Ey Hakk âşıkı,
geceleri az uyuyanlardan, seher vakitleri günahlarının bağışlanmasını
isteyenlerden ol.
Ana rahmindeki çocuk gibi azıcık oyna, kımılda da sana, nûr gören
duygular bağışlasınlar. Ana rahmine benzeyen, şu sıkıntılı, kasvetli,
kederlerle dolu dünyadan dışarı çıkarsan, yer yüzünden daha geniş, daha
ferah bir âleme çıkmış olursun. "Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir.
Kulluk, ibadet edilecek yerleri çoktur." demişlerdir ya, işte o geniş yer,
peygamberlerin gitmiş oldukları yerdir; mânâ âlemidir. O geniş sahada, gönül
daralmaz. Yaş ağacın dalı orada kurumaz."
Kaynak: Mesnevî, beyt: 3171-3183