OSMANLILARDA TEKKE VE
ZAVİYELERİN ETKİSİ
Tasavvufî hayat
ve düşüncenin, tarikatların müessesesi olarak görülen
tekke ve zaviyeler islâm dünyasında dergâh, hangâh,
ribat, âsitane gibi değişik isimlerle anıla
gelmişlerdir.
Tekkenin mimari yapısı, içinde birçok şeyi barındırırdı.
Zaman içinde tekkelerin mimarî yapısında değişme ve
gelişme gözlemlenmiştir. Osmanlılarda tam teşekkül etmiş
bir mevlevî tekkesinde şu bölümler mevcuttu: Semahâne,
türbe, çilehâne, Hücreler-Derviş odaları, selâmlık,
Harem, Kiler-Mutfak, Kahvehane ocağı, Kafes, matrab.
Şeyhin ailesiyle beraber oturduğu kısım tekkeye bitişik
olurdu. Tekkelerin başında bulunan şeyhler çoğu zaman
zahirî ilimlerde de söz sahibi kişiler olup ilmi
konularda tekkeler de istişare yapılırdı.
Devamlı
olarak tekkede kalan dervişler, aynı zamanda tekkenin iç
hizmetlerini de yürütürlerdi. Tekkenin masrafları
vakıflar yoluyla karşılanır, dervişler de kazançlarının
bir kısmını bağlı bulunduğu dergâha bağışlardı. Tekkeler
mescit görevini de görmekteydi. Zikir meclislerinde
besteli olarak ilâhîler okunduğu için Osmanlı
Medeniyetinin şiir ve mûsikî dünyası tarikatlarla
yakından ilişkilidir. Bir başka ifade ile tekkeler, dinî
ve içtimaî fonksiyonlarının yanında güzel sanatların da
korunma ve gelişmesinde rol oynamışlardır.
Osmanlı
toplumunda kamuoyunu oluşturan müesseselerin başında
tekkeleri saymak gerekir. Rumeli ve Avrupa topraklarının
İslâmlaşmasında tekkelerin, burada yapılan çalışmaların
ve tekke çerçeveli iskan faaliyetlerinin ve izlenilen
siyasetin büyük rolü vardır.
Halk
saygı duyduğu ve gönülden bağlandığı insanlardan sadece
gönül dünyasının hastalıklarına değil bedenî
rahatsızlıklarına da deva olmasını beklemiş, Telkin
usûlüyle bazı hastalar iyileştirilmiş ve tekkeler
şifahane işlevini yapmıştır. Tekke ve zaviyeler bazen de
uzak yollardan gelmiş insanların dinlendiği han,
kervansaray gibi müesseseler gibi hizmet vermiştir.
Toplumdaki
dirlik ve düzeni sağlamada da bu kurumların önemli
hizmetleri vardır.Fikri, zikri ne olursa olsun herkese
kapısını ve gönlünü açan sûfîler bu yolla toplumdaki
sevgi ve huzurun yaygınlaşmasını sağlamışlardır.
- Bu yazı çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
|